ABD’nin en kuzey eyaleti olan Alaska, gerek iklimi, gerek yerleşim merkezlerinin tarzı ve mimarisi, gerekse sosyal hayat açılarından, bulunduğu ülkeden çok Kanada’ya benziyor.
Küçük ve tarihi yerleşim merkezlerinin korunmuş olması, eski kovboy kasabalarındaki binaların, barların, kiliselerin olduğu gibi muhafaza edilmesi, ayrıca kasabaların içine serpiştirilmiş tamamen turiste yönelik ve yöreye has hediyelik eşya, kürk, değerli taşlar, ambalajlanmış balık ve deniz ürünleri, örgü...
Her seyahat dönüşünde, “şu anda gezip döndüğüm ülkede olmak ister miydim?” diye kendimi yokluyorum ve verdiğim cevaba göre gerçekte oradan ne kadar hoşlanmış olduğumu anlıyorum. Özellikle uzun geziler sonrası yeniden evde olmak huzur ve güven verdiğinden, eğer bu soruya “evet“ dersem, orayı gerçekten sevmiş olduğum ortaya çıkıyor. Bunlar, kendimi rahat, güvenli, mutlu hissettiğim ve pek çok açıdan yabancılık çekmediğim ülkeler. Epeyce yer gördükten sonra...
2008 yılı, Ağustos’un ortası geliyor, köyde bir türlü işler bitmediği için Karadeniz yolculuğumuza çıkmamız sürekli ertelenerek bu tarihi buluyor. En sonunda Doğu Karadeniz’de havanın bozacağı korkusuyla işleri yarım bırakıp bir sabah çekme karavanımızla yola çıkıyoruz. Sapanca-Gerede-Çerkeş-Samsun güzergâhıyla Karadeniz sahil yoluna iniyoruz. Hiç durmadan Hopa’ya kadar yol alıp, Hopa’dan Borçka’ya doğru tırmanmaya başlıyoruz. Niyetimiz, Macahel’de hava bozmadan Artvin ve civarını görmek, Kaçkar’lara çıkmak. Oraları görüp bitirdikten sonra batıya doğru...
Aylardan Temmuz. İstanbul’dan St Petersburg’a uçuyor ve Neva Üstünde demirlemiş olan gemimiz Lenin’e yerleşiyoruz. St. Petersburg veya Leningrad veya Petrograd, Rusya’nın tarihî şehri, Büyük Petrotarafından 1702’de kurulmuş. 200 yıl Rus Çarlığının başkenti olmuş, 1914-24 arası Rus iç savaşı sırasında Petrograd olarak anılmış, Sovyet döneminde 1924-91 arası Leningrad olarak ismi değiştirilmiş, en sonunda Sovyetlerin dağılmasından sonra yönetim yeniden St. Petersburg adını halka sorarak almış.
Baltık kıyısında Neva nehri üzerinde 42 ada üzerine yayılmış bir kültürel merkez ve eski, zarif binalarıyla meşhur. Tarihi binaları ile...
Fas ve Tunus komşu iki Kuzey Afrika ülkesi ama halkları birbirinden farklı. Faslılar esmer, uzun boylu, zayıf, hareketli çöl insanları. Fas, Okyanus’tan büyük kıtaya giriş noktası olduğundan, aynı Panama’daki Cristobal ve benzeri diğer şehirler gibi kozmopolit, dünyanın heryerinden gelen insanlara çağlar boyu limanlık yapmış bir ülke.
Fas tezatlar ülkesi. Yıllarca Fransız sömürgesi olarak kaldığı için herkes Fransızca konuşuyor. Hiç umulmadık şekilde trafik...
2004 ve 2008 yıllarında iki defa umre ziyareti yaptım. Benim çevremde bazen bu ziyaret ön yargılı karşılanabiliyor. Keskin çizgilerle çok tehlikeli bir şekilde ikiye ayrıldığımızı düşündüğüm bu günlerde, ibadetini yapan samimi bir laik ve Atatürk'çü müslüman olarak, her iki tarafı da bir dereceye kadar anlayabildiğimi hissediyor, iki kanattan da gelebilecek tepki ve yanlış anlamaları tahmin etmeme rağmen bu seyahatler hakkındaki tarafsız...
ABD’ne 2005 ve 2007 de iki defa gittik, birinde bir ay, diğerinde onyedi gün otomobil kiralayarak gezdik. İlkinde Florida, Mississippi, California- (San Diego’dan San Francisco’ya), Nevada, Arizona, Sonoma-Napa Valley, Pennsylvania ve Niagara şelâlesi, New York. İkincide yalnız Florida, South Carolina, Georgia’yı dolaştık. Bu notlarda iki gezinin ilginç kısımlarından alıntılar var.
Amerika’ya ilk geldiğimde sanki daha önce defalarca gelmiş gibi hissettim. Her şey...
Bir buçuk ay süren bu geziyi nasıl yaptığımız konusunda burada kısaca bilgi vereceğim. Ülkeler hakkındaki izlenimlerimi ise tek tek o ülke başlığı altında açıklamayı uygun görüyorum.
2009 kış aylarında ne zamandır gitmek istediğimiz Alaska için bir gemi seyahati aramaya başladık. Gitmesi ve gezmesi nisbeten zor yerler için gerek uygun fiyata bulunabilmesi, gerekse eşya taşıma ve otel arama sorunu olmaksızın çok konforlu şartlarda...
Önceki üç yazıda anlatılmaya başlanan Güney Amerika gemi gezisinin son durağı, Şili'nin başkenti Santiago. Gezinin ikinci yarısı Şili topraklarında devam ediyor;
Arjantin’den Şili’ye geçişte ayni dili konuşan iki komşu millet arasında hiçbir fark olmayacak sanmıştık ama hiç de öyle olmuyor. Şili’liler bize benzeyen, küçük üç kağıtçı tarzı bir millet. Bir şey sorarken sizi kandıracaklarını hep ihtimal dahilinde tutmak zorundasınız. Mesela gideceğiniz yerin yirmi metre...
Kime “Patagonya’ya gittik” desem, “öyle bir yer var mı?” diye soruyor. Evet, bizde espri konusu olan Patagonya, Güney Amerika’nın güneyinde, Arjantin ve Şili’nin topraklarının çok büyük bir kısmını kaplıyor. Dünyanın en güzel dağlarından olan And dağlarına ve Şili fiyordlarına da bağlı olarak muhteşem bir tabiata sahip, milli parklarla korunmuş inanılmaz güzellikte bir bölge. Tek kusuru soğuk olması! Bizde güney sıcağı hatırlatır, Güney yarım kürede ise tam tersi, soğuğu hatırlatıyor. Gotan Project'in "El Norte"si(Kuzey)...