Celebrity şirketinin Galaxy gemisi ile Amerika’da Galveston limanından başlayan bir Batı Karaipler gezisini internetten buluyoruz. Yerimizi İstanbul acentasından ayırtıyor, kredi kartımızın milleriyle Miami’ye, oradan Houston’a uçuyor, hava alanından otomobil kiralayıp Galveston’a gidiyor, gemiye yerleşiyoruz.
Meksika
Cozumel, Playa del Carmen-Tulum
Karaip’lere yolculukta ilk durak Meksika’nın Cozumel adası. Ada fazla özelliği olmayan bir sahil kasabası. Şöyle bir çarşısını dolaşıp, hemen bir tekneye biniyor ve karşı sahile, Playa del Carmen’e geçiyoruz. Burası çok güzel bir tatil köyü. Adadan daha kalabalık ve renkli. Kumsal çok güzel fakat müthiş bir rüzgâr var. Plajın hemen arkası her çeşit meyve satan kadın satıcıların tezgâhlarıyla dolu. Daha önce gördüğüm, görmediğim pek çok tropik meyve var. Hiç oyalanmadan otobüs bileti kuyruğuna girip tarihi Tulum şehrine bilet alıyoruz. Daha parasına alışmadığımızdan, otobüste genç bir turist kızın yardımıyla otobüs parasının üstünü verirken biletçinin sunturlu bir kazık attığını farkediyoruz. Allahtan biraz vakit var da, az tartışmayla geri almaya fırsat oluyor. “Dakika bir, gol bir!” Meksika rengini belli ediyor. Meksika’lılar kısa boylu, esmer, tıknaz, ablak suratlı, pek güzel olmayan bir ırk. Biraz da güvenilmez ve ürkütücü görünüyorlar.
Eskiden Zama olarak bilinen Tulum şehri, Yucatan bölgesinde bulunuyor ve Maya sahil şehirlerinin içinde ayakta kalanlar arasında en iyi korunanlardan. Tulum, Maya lisanında duvar demek. Duvarla çevrili çok az Maya şehri olduğundan, ismin kâşif Stephens ile Catherwood’un 1841’deki ziyaretleri sonrası, buranın duvarla çevrili olmasına izafeten verildiği düşünülüyor. Bulunan bir yazıttan şehrin tarihinin MS 564’e kadar gittiği öğrenilmiş. Asıl görkemli dönemi MS 1200-1521 yılları arasında. Bu dönemde gerek deniz, gerek kara yolu ile hem tüm Meksika, hem diğer Güney Amerika ülkelerinden gelen bakır, seramik, yeşim taşı, obsidyen gibi ürünlerin ticaret yolları üstünde bir merkez olmuş. Bölgeye ilk gelen Avrupalıların Yucatan‘ın doğu sahili boyunca yelken açarak askeri ve ticari keşif yolculuğuna çıkan Juan Grijalva ve adamları olduğu, daha sonra tüm yarımadayı işgale gelen İspanyolların işgal katliamları ve eski dünyadan getirdikleri hastalıklarla bir medeniyetin ve yerli nüfusun yok olmasına neden oldukları, dünya tarihine geçmiş durumda. Geniş bir alana yayılmış Maya tarzı piramitleri gezip kasabaya iniyoruz. Gerçek Taco yemek için oturduğumuz lokantada servisi yapan Meksikalı, neredeyse siparişimizi kafamıza atacak. Çok daha iyilerini Meksika dışında yemiş olduğumuzdan hayal kırıklığına uğruyoruz. Tulum, ruhsuz, suratsız, tozlu, sıcak bir yer, bir an önce otobüse binip kaçıyoruz.
Costa Maya
Harikulade bir kumsal! Gemiden iner inmez bir minibüse binip en yakın plaja geliyor, kalkış saatine kadar masmavi denizin keyfini çıkarıyoruz. Zaten başka yapacak bir şey de yok.
Tabiat güzelliği; 9/10
İnsanların genel karakteri ve turiste muamelesi; 6/10
Sanat, kültür, mimari; 7/10 (Gördüğüm yerlerde)
Güvenlik; Dikkatli olup bazı yerlerden uzak durulursa 8/10
Kişisel ilginçlik katsayısı;7/10
Bir daha gider miyim? Hayır
Costa Rica (Puerto Limon)
Sabah yedide Limon limanına geliyoruz. Yıllardır Kosta Rika’nın başkenti San Jose’deyaşayan kuzenim Fuat Alican bizi karşılıyor. Onun kiraladığı arabayla ve kendisinin rehberliğinde bütün gün Panama sınırına kadar “Bulut Ormanları”nın içindeki küçük yerleşim yerlerini, İguana çiftliğini, milli parkı dolaşıp Costa Rica’nın Atlantik sahilinde minik hoş bir lokantada çiğ balık ceviche ve geleneksel deniz mahsullerinden yiyoruz. Akşam 19’a kadar birlikte unutulmaz bir gün geçiriyoruz.
Tabiat güzelliği; 9/10
İnsanların genel karakteri ve turiste muamelesi; 8/10
Sanat, kültür, mimari; 8/10
Güvenlik; Dikkatli olup bazı yerlerden uzak durulursa 7/10
Kişisel ilginçlik katsayısı;10/10
Bir daha gider miyim? Kesinlikle giderim
Panama
Harkesi kanal heyecanı sarıyor. Atlantik’ten giriyoruz. Havuzlarda adım adım yükselerek, en sonunda Gaton gölüne çıkıyoruz. Göl, Lake Mead (Hoover Barajı ile oluşan göl) den sonra insan eliyle yapılmış ikinci büyük göl. Pasifik’e çıkacak olsak buradan kıtanın arka tarafına geçecektik ama biz öyle yapmıyor, gene havuzlardan gerisin geri Atlantik’e dönüyoruz. Panama tam tropik iklim, etraf yemyeşil orman.
San Cristobal-Colon
Bu liman şehri dünyanın en güvensiz yerlerinden. Önce bir vasıtaya binip serbest bölgeye gidiyor, çok uygun fiyatlarla alış veriş ediyoruz. Uçaktan indiğimde seçmesi kolay olsun diye kırmızı bir bavul alıyor, tekerleklerinden çekerek yürümeye başlıyorum ki bavuldan hayatımda gördüğüm en büyük tropik hamam böcekleri caddeye fırlıyorlar. Çığlık çığlığa bavulu atıyorum. Hemen götürüp geri veriyoruz.
Ben böyle berbat yer az gördüm. Dökük, sefil dükkanların önünde makineli tüfekli güvenlik görevlileri bekliyor. Şehre dönüp ana cadde boyunca yürüyoruz. Biraz sokak içlerine doğru sapacak olunca bir süredir bisikletle yanımızdan gelmekte olan genç kız önümüzü kesip liman görevlisi kimliğini gösteriyor ve tehlikeli olduğunu, limana dönmemiz gerektiğini söylüyor. Sonra da gittiğimizden emin olmak için bize gemiye kadar eşlik ediyor. Buranın tek güzel şeyi Hindistan’a benzeyen renkli otobüsleri!
Tabiat güzelliği; 9/10
İnsanların genel karakteri ve turiste muamelesi; 5/10
Sanat, kültür, mimari; 5/10
Güvenlik; Gördüğüm yerlerde felaket, 1/10
Kişisel ilginçlik katsayısı; 9/10 Yerine göre
Bir daha gider miyim? Panama City’eevet
Grand Cayman (Georgetown)
Küçük adanın özelliği denizi ve plajları. Daha bir yıl önce adanın tamamı Paloma kasırgası tarafından yerle bir olmuş ve biz gittiğimiz zaman henüz yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Bütün palmiyeleri ve büyük ağaçları yerinden sökülmüş. Ortalıkta hiç ağaç görünmüyor. Tekneye binerek balıklarla yüzmeye gidiyoruz. Hiç böyle bir tecrübe yaşamamıştım. Rehberler daha önce denizi yemliyorlar, siz sonra şnorkelle denize giriyorsunuz. Deniz renk, renk, boy, boy her çeşit kocaman balıkla doluyor. Gelip vücudunuza dokunuyorlar. Müthiş bir şey. En altta iki tane dev barracuda siyah hayaletler gibi yukarıda bizimle yüzüp yem yiyen diğer balıkları izliyorlar. National Geographic belgeseli içinde olmak gibi.
Daha sonra plaja gidip boncuk mavisi denize giriyoruz.
Tabiat güzelliği; 8/10
İnsanların genel karakteri ve turiste muamelesi; 8/10
Sanat, kültür, mimari; 6/10
Güvenlik; 9/10
Kişisel ilginçlik katsayısı; 6/10 balıklarla yüzmek hariç!
Bir daha gider miyim? Hayır