Arjantin’e gitmişken Uruguay’ı görmek için Buenos Aires’ten Plata nehrinin karşı kıyısına geçiyoruz. Ayrıca geminin ilk iki uğrak limanı, Uruguay’ın Punta del Este ve Montevideoşehirleri.
Buenos Aires’ten Buque Bus denen büyük ve hızlı yolcu teknelerine binip Plata nehrinin karşı kıyısına geçince başka bir ülkeye geçiyorsunuz. Ayni dili konuşan, benzer bir ülke; Uruguay, Arjantin’in taşralı, küçük akrabası. Önce Buenos Aires’i görmesem çok daha çekici bulacağım, daha fazla seveceğim, ama ne çare ki görmüşüm ve kalbimden vurulmuşum bir kere, ne yapabilirim!?
Colonia küçük bir şehir. Minik bir sahil kasabasını andırıyor. Şirin, sıcak, yavaş ve yeşil. Küba gibi iç avlulu evler ve oteller var. Açık bahçe kapılarından güneşli avlulardaki çiçek saksıları görülüyor. Dantel perdeli küçük pencerelerden sardunyalar sarkıyor. Nehir kordon boyunda zenginlerin çok şık bahçeli villaları sıralanmış. Nehrin bu yakası tamamen plaj ve akıntıdan dolayı daha temiz. Arjantin tarafına çöpler yığılıyor. Şimdi bizim Seferihisar’ın da aldığı Yavaş Şehir-Citta Slow ünvanını Colonia kadar hak eden başka bir yer görmedim diyebilirim. Rehberimiz Letis isminde iyi niyetli bir kızcağız. Anlatacak bir şey bulabilmek için her bir ağacı ve değişik kolonicilerin mimarilerini yansıtan küçük binaları bu kulübe İspanyol, bu küçük kilise Portekiz diye tek tek tanıtıyor, içten içe gülüyoruz. Bizimle birlikte Çekoslovak turist grubu var, terbiye yoksunu denecek derecede aleni alay ediyor, kendi aralarında konuşup, yüksek sesle gülüyorlar. Hem genç ve mahcup rehber, hem de tüm tarihi başkalarının sömürgesi olmak olan kadersiz küçük Uruguay için hüzünleniyoruz.
Plata nehri inanılmaz geniş ve (yaklaşık 220 km.) çamur akıyor. Rehberin söylediğine göre çok temizmiş, içindeki organik materyalin zenginliğinden rengi öyleymiş. Artık bilemiyorum yalnız dönüşte limana yanaşırken benim gördüğüm, sahilde çöp yığınları yüzüyor ve pek de organik görünmüyorlar. Sahiller boydan boya plaj ve hem kendileri, hem turistler o çamurlu suya giriyorlar. Bize hiç çekici gelmiyor doğrusu.
Dikkatimizi çeken şey, genç-yaşlı herkesin elinde metal pipet gibi bir şeyle özel kaplardan bir nevi içecek içmesi oluyor, çeşitli varsayımlar geliştirdikten sonra en sonunda dayanamayıp soruyor ve son yıllarda bizde de marketlerde satılan Mate çayı olduğunu öğreniyoruz. Sonra yer yer Arjantin’de de görüyoruz ama Uruguay’da fevkalâde yaygın. Deniyoruz ama çok demlenmiş yeşil çay gibi acımtrak lezzetinden pek hoşlanmadığımızdan, aldığımız mate kapları evde dekoratif amaçlı kullanılıyor.
Punta del Este
Günü birlik Colonia gezisi sonrası ikinci Uruguay ziyaretimiz geminin Punta del Este’ye uğraması ile oluyor. Burası Bodrum gibi bir tatil yöresi. Duyduğumuza göre pek çok Hollywood yıldızının burada evi varmış. Biz uğradığımızda mevsim biraz erken. Güzel bir şehir ama belki tadilat dönemi sürdüğünden ve dükkânların çoğu kapalı olduğundan bana çok pırıltılı gelmiyor. Eh bize de sahil şehri beğendirmek zor ne de olsa! Yalnız deniz mahsullerine diyecek yok. Balıklar da böcekler de müthiş. Bu konuda güney Amerika ile yarışamayız gerçekten!
Şehrin yerleştiği burunun iki tarafı da deniz. Koyun biri sörf için uygun ve dalgalı, diğeri sakin bir plaj.
Çarşılar zevksiz ve zayıf. Kaliteli şey pek yok gibi, belki de mevsim erken olduğu içindir bilemiyorum. Güzel bir marinası ve sahil boyu hoş kafeler var. Gemi yanaştığında tango yapan bir çift, bizi danslarıyla karşılıyor ama gerek kızın tombalaklığı, gerek kıyafetin-tanım bulmakta zorlanıyorum-eh haydi Arjantin tango’cularından farkı diyelim, iki memleket arasında açıklamaya çalıştığım ayrımı anlatıyor sanırım!
Aralık ayının ilk günü, ikinci uğrak yeri başkent Montevideo‘dayız. Güzel bir meydanı var. Biz gittiğimizde sanırım bir bayramdı ve bando eşliğinde geçit resmi vardı. Küçük bir ülke de olsa sanat, kültür havası var. Tiyatrolar, sanat galerilerinin varlığının Arjantin gibi olmasa da gene de toplum üzerinde etkisi hissediliyor. Mütevazı çarşıda şöyle bir dolaşıyor, bir kafede yemek yiyoruz. Burada Arjantin’e nazaran esmer insan daha fazla. Kendilerine has bir ürünleri yok. Arjantin’de gördüğümüz her şeyin daha kalitesizi ama üzerinde Uruguay yazıyor. Fiyatlar da daha pahalı. Bir sanat galerisini gezip gemiye geri dönüyoruz.
Tabiat güzelliği; 8/10
İnsanların genel karakteri ve turiste muamelesi; 8/10
Türk insanına (varsa) tavrı; 8/10
Sanat, kültür, mimari; 7/10
Güvenlik; Dikkatli olunursa 8/10
Kişisel ilginçlik katsayısı;6/10
Bir daha gider miyim? Hayır